Dave Eggers – Çember

Müthiş Dâhiden Hazin Bir Eser‘i yazıyorsun, güzel, iyi, hoş, kalburüstü, başarılı, ilham verici. On iki yıl geçiyor, arada yine bir şeyler yazıyorsun, sonra Kral İçin Hologram‘ı çıkarıyorsun. Bambaşka bir şey, ilk metninden eser yok. “Eh,” diyoruz, “olur öyle, bir yere evrilecek bu gidiş.” Bir yıl sonra Çember. Yani bu kadar kötü, okuru aptal yerine koyan başka bir metin daha okumuşumdur elbet, okuduğum gibi unutmuşumdur. Bu yazı bittikten sonra Çember‘i de satılacakların arasına hemen koyacağım hemen, evde daha fazla durmamalı, bulunmamalı. Metin 2013’te yayımlanmış, o dönem Black Mirror ve türevlerinin piyasada at koşturmasını geçtim, çok daha öncesinde Eggers’ın bahsettiği mevzuya ucundan kıyısından dokunan seksen tane eser vardır belki. Olur, sorun değil, Eggers oyunlar oynamıştır, anlatım teknikleriyle taklalar attırmıştır kurguya. O da yok. E ne var? Hiçbir şey. Son derece aptal tipler var işte, karakterler demeye dilim varmıyor. Kupkuru bir anlatım, lüzumsuz bilgi topakları, histerik davranışlarıyla beyinsizliği ortaya koyan üst düzey beyaz yakalılar, yani neresinden tutsam elimde kalıyor. Mae’nin hikâyesi bu, üniversiteden arkadaşı Annie’nin referansıyla Çember’de çalışmaya başlıyor bir gün. Giriş bölümünde amirlerin amirleri, sonra amirler Mae’yi karşılıyorlar, mekanı tanıtıyorlar kadına. Çember’in sanal ortam için ürettiği ürünlerden veya kullanıcıdan kaynaklı arızaları giderme işiyle uğraşacak Mae, tutturması gereken belli bir müşteri memnuniyeti puanı var, belli bir ortalamanın üstü iyi. Mae yapacağı işi öğrendikten sonra başlarda istediği performansı gösteremese de zamanla alışıyor işine, puanını yükseltiyor. Kampüs havasında bir yer o Çember, Mae işini hallettikten sonra etrafta dolanabilir, hemen her gün gerçekleşen sayısız partiye katılabilir, ağını genişletebilir. Sadece işini yapması beklenmiyor, olabildiğince gerçek ve dijital hayatta olabildiğince sosyalleşmeli. Gruplara katılıyor, smiley bombardımanına tutuyor sağı solu, patronlarının istediği her şeyi yapıyor. Annie’nin ilk iş gününde yaptığı bir şaka var, internetten bulduğu kırık dökük eşyalarla donattığı masayı Mae’e tahsis edilmiş çalışma masası diye yutturuyor, arkadaşının yüz ifadesini görünce kahkahalar, şakalar, latifeler… Çömeze yapılan pislik, erginlenme ayini gibi bir şey ama sonradan göreceğimiz üzere orada erginlenmenin tek yolu bütün dünyayla birleşmekten, olabildiğince şeffaf olmaktan geçiyor, dolayısıyla böyle bir şakanın kurgusal tırtlığı hemen göze batıyor. Neyse, Çember’i kuran adam Ty ortada hiç görünmüyor, sonradan yardımcı olarak aldığı Bailey ve Stenton bütün işi yürütüyorlar. Bu detay önemli, son derece gizemli bir adam olarak ortaya çıkan Kalden’ın o kadar da gizemli olmadığını anlamak çok zor değil açıkçası. Yerin altındaki mekanında eski sanat eserleri, eşyalar, bir sürü ıvır zıvır var, analog dünyanın bozulma ihtimalinden çekindiği ayan beyan ortada, bu da ikinci ipucu. Bunları cebe attıktan sonra bir partide Francis’le karşılaşıyoruz, kardeşleri çocukken öldürülen ve kendisi de koruyucu ailelerin yanında büyüyen Francis başta Mae’e çekici geliyor, flörtleşiyorlar ve Çember’in müthiş icatlarından biri olan “FlörtünleTokuş” tarzı bir adı olan ürünün tanıtımında Francis hıncahınç dolu salonda Mae’le sevgili olmak istediğini söylüyor, kadının bütün özel yaşamını ifşaya yönelik paylaşımlarda bulunuyor o an. Kadın midesi bulanarak uzaklaşıyor oradan, Francis’le bir daha görüşmemeye karar veriyor. Mahremiyete verdiği önem henüz tükenmemiş, kafası çalışıyor ama bir süre sonra çalışmayacak, neden çalışmayacağına dair detaylı bir değişim, etki, hiçbir şey yok. Babasının hastalığından ötürü zor günler geçiren ailesine Çember’in destek çıkması çok da yeterli bir sebep değil açıkçası, kişilik haklarına saldırının boyutu öyle noktalara varıyor ki değme insan ses çıkarır ama bizimki uysal, gık çıkarmıyor. Francis ikinci teşebbüsünde Mae’yle sevişmeyi başaracak ama başaramayacak, kadın penisine dokunduğu anda boşalacak ve Mae’in çıplak halde göründüğü video kaydı hemen buluta yükleyecek. Videoyu silmesini isteyen Mae’yi dinlememesinin sebebi şirket politikası aslında, hiçbir bilgi silinmemeli, kaybolmamalı ve paylaşılmalı. İşler iyice çığırından çıkmaya başlıyor bu noktadan sonra, Mae sosyal tzapotik puanını artırmak için müşterilerinin beyzbol sopalarını öven paylaşımlarda bulunuyor, bütün zamanını “Honduras Bana Konduras” tarzı partilerde harcamaya başlıyor. Ailesi var tabii, başlarda sık sık ailesini ziyaret etse de bir süre sonra onları usandırmaya başlıyor, özellikle kano çaldığı görüntüler internette yayıldıktan sonra. Bu akıllı kardeşimiz kano tutkusunu dindirmek için gecenin bir körü kanoya biniyor, aleti geri getirdiği zaman polislere şıp diye yakalanıyor çünkü mekanda Çember’in süper ultra magnifik kameralarından yüz beş yüz üç ikisi tane var, hemen kaydediyorlar kadının yaptığını. Hemen bir ketenpere, şirkette bir günah çıkarma seansı, bir de şeffaflaşma, Mae dünya aleme açık ediyor yaşamını. Şirket politikası, yapacak bir şey yok. Aile demiştim, bu kamera taktırma olayından sonra ailesi istemiyor Mae’yi, özel yaşam diye bir şey bırakmıyor hayırlı evlat. Eski sevgilisi ailenin yanında, o da Mae’yle görüşmek istemediğini söylüyor en sonunda, dokunaklı mektuplar yazıyor falan, kadının zerre umursamadığını bilmiyor. Bomba kısım geliyor şimdi, yeni bir ürünün tanıtımında aranan bir kişiyi yirmi dakika içinde bulabileceğini söylüyor Mae, firar etmiş bir mahkumu arayıp tarayıp buluyor gerçekten. Bir süre önce ortadan kaybolan eski sevgilisini aratıyor sonra, adamı dağın başında bir yerde buluyor, sonra yakınlardaki Mae izleyicileri hemen adamın peşine düşüyorlar ve araçlarıyla takibe başlıyorlar. Adam ne yapıyor, arabayı uçurumdan aşağı yuvarlıyor. Etrafında iki salak ve iki İHA var, çare intihar etmek. Çok güzel. Tamam, dünya boktan bir yere dönüşüyor da bu intiharın iler tutar yanı yok.

Kısa keseceğim, Çember bu kişisel haklara değinip zorluk çıkaran devlet adamlarını çeşitli suçlarla paketletiyor, tekelleşmeye karşı olanları da aynı şekilde ortadan kaldırıyor, küresel bir güç aslında. Şirkette deli gibi dolaşan, nerede ortaya çıkacağı belli olmayan bir adam var, Kalden, kısa süre önce en dipten başlayan kıza musallat olarak sistemi yıkmaları gerektiğini söylüyor ve bütün oyunu Mae üzerine kuruyor. Mae isterse bir yayınla aslında şeffaflığın o kadar da güzel bir şey olmadığını söyleyerek insanları etkileyebilir, değiştirebilirmiş. Yani bu kadar akıllı bir adamın böylesi aptallığına diyecek bir şey yok, o da paketleniyor zaten en sonunda. İstersek Annie’ye üzülebiliriz biraz, ataların nereden geldiğine dair bir ürünü kendi soyağacı üzerinde kullanınca İngiliz kökenlerine ulaşıyor, köle sahibi olan atalarına da. Utanç kaynağı, sosyal medyada hemen lince başlanıyor, üstelik ABD’ye göçen ataları da pamuk tarlaları için köle satın almışlar, daha büyük rezillik. Kadın hayattan beziyor, Mae’in en yakın dostuyken en büyük düşmanına dönüşen kadın ortadan kalkıyor böylece. Mae en sonunda Francis’le birlikte oluyor tabii, o kadar ahmaklığa yakışan budur. Çember bütün dünyaya yayılmış, herkesi birbirine bağlamış, gizli saklı hiçbir şey bırakmamıştır ortada, insanların ne yediklerinden kimle nasıl seviştiklerine kadar her şey ortadadır. En sonunda beynin içindekileri görmek istiyor Mae, buna dair bir uygulama düşünmeye başladığında bitiyor roman.

Ne doğru düzgün bir çatışma, ne tutarlı karakterler… Gördüğünüz gibi uzaklaşın, zaman kaybı bu metin.

Liked it? Take a second to support Utku Yıldırım on Patreon!
Become a patron at Patreon!