Philip K. Dick – Gelecek Seneyi Bekle

PKD’nin uyuşturucuya battığı yıllardan en saykedelik metni. Çevirmen Atakan Kamçez yirmi dört yaşında, okur ister istemez korkuyor ama çevirinin altından kalkmış, bunun yanında çok sayıda yazım hatası var ne yazık ki. 6.45’in çevirileri kadar vahim hatalar yoksa da göz yoruluyor bir noktadan sonra. Her şeye rağmen okunur, deli bir hikâye var metinde. Eric Sweetscent merkezdeki karakter, patronu Virgil L. Ackerman’ın sağlığıyla ilgilenen iyi bir doktor. Eskiyen organları yenileriyle değiştiriyor, rutin kontrolleri yapıyor, 2055’in bütün olanaklarıyla patronunun yaşam süresini uzatmaya çalışıyor. Tijuana Kürk&Boya Şirketi gezegenin en büyük şirketlerinden biri, ekolojik hayatı mahvederek kürklerden bir servet çıkarıyor, nanoteknolojik katakullilerle zengin oluyor Ackerman. Galaktik savaşta Reeglerin karşısında Lilistar adlı atalarıyla birlikte savaşan insanoğlu pek iyi durumda değil, görünüşe göre savaş kaybediliyor ve Lilistar ilkel torunlarıyla birlikte strateji geliştiriyor gibi görünüyor ama zamanla Dünya’yı sömürdüklerini anlıyoruz, aynı türden geldikleri canlıların pek umursamadıkları çıkıyor ortaya. Böyle bir dünyada yaşamak istemeyen Ackerman, çocukluğunun dünyasını yaratarak 1930’lu yılların kasaba ortamını inşa ettiriyor, Eric’in eşi Kathy’nin görevi bu kasabaya ve Ackerman’ın yaşam alanına antika eşyalar bulmak. PKD’den başka bir aile faciası daha, Kathy eşinden daha çok kazanıyor, güzel bir kadın, entelektüel. Etrafındaki erkekleri çekiciliğiyle etkilediğinin farkında, eşini sadizmle elinde tutmaya çalışıyor. Çatışmaları bitmek bilmiyor, Eric’i Ackerman’ın doktoru olması için tavsiye ettiğinden adamın üzerinde tahakküm kurmaya çalışıyor, evlilikleri bu gerilime dayalı olduğu için her an çökebilir gibi duruyor. Maddi yönden de zorluyor adamı Kathy, Ackerman’ın yavrudünyası için alması gereken antika bir Lucky Strike’ı kendi zevki için büyük paralar vererek alıp faturayı Eric’e yollayınca ipler iyice geriliyor ama kesin bir ayrılığa daha var. İlk bölümde karakterlerin çoğuyla tanışıyoruz, tipik PKD kurgusu. Replikantlar olabildiğince “insancıl”, yeni teknolojiler daha iyi sürümleri ortaya çıkarana kadar şirketlerde işçi olarak çalışıyorlar, diğer PKD metinlerindeki ağırlıkları bu metinde yok. Ackerman’ın ve diğer kodamanların tersine mevcut dünyayı olduğu gibi korumak isteyenler de var, Himmel ıskartaya çıkarılmış yapay zekalı araçları satın alıp varlıklarını sürdürmelerini sağlıyor, “yaşamayı” hak ediyorlar çünkü. Protoplazma canlı olmasa da Himmel garip bir animizmle dolu, o dünya için antikalaşmış biri. Anlatının sonunda araçları tekrar ortaya çıkıyor ve güzel bir finale hazırlıyor okuru.

Dünya’da rehin tutulan Reeg sürüsü nasıl bir düşmanla savaşıldığını gösteriyor, bu canlılar altı bacaklı, bön bön bakan, böcek benzeri varlıklar. Mekanik bir tercüme cihazıyla konuşabiliyorlar, bir nevi tasma olarak da görülebilir bu cihaz. Savaş başlar başlamaz Lilistarlılar Dünya’ya konuşlandıkları için denetimi ellerinde tutuyorlar, olabildiğince gösterişsiz bir şekilde yapıyorlar bunu, ilerleyen bölümlerde yönetim kademelerine kadar sızdıklarını ve kilit roldeki karakterlere komplo kurduklarını görüyoruz, özellikle Kathy’ye. Dallanıp budaklanan anlatının önemli biçimleyicilerinden biri Reeg üretimi olduğu düşünülen JJ-180 nam uyuşturucu. Kullanımı ve üretimi yasak, Dünya’ya nasıl getirildiği bilinmiyor, kullananları zamanda yolculuğa çıkarabiliyor. Kathy bu haplardan birini kullandıktan sonra Lilistar ajanları tarafından ziyaret ediliyor ve eşini takip edip ajanlara rapor vermesi karşılığında canının bağışlanacağı söylenince yapacak pek bir şey kalmıyor, ne ki Eric eşinden bıktığı için Mars’a yapılan bir yolculuğa katılıyor, Ackerman’la ve diğer çalışanlarla birlikte BM’nin genel sekreteri, bir anlamda başkanı olan Molinari’yi ziyarete gidiyor. Gerçeklikle ilgili problemler asıl bu noktada başlıyor, zira Molinari’nin ölü bedenini gördükten sonra canlı haliyle karşılaşmaları Eric’in kafasını karıştırıyor, antik metinlerin gerçekliğinin sorgulandığı kısa bir bölümle katakullilere hazırlanıyor okur bir yandan. PKD aslında canlı gibi görünen Molinari’nin başka tür bir varlık olduğunu daha en başta ipucu vererek fark ettiriyor, dikkatli okur Eric’le Molinari’nin ilk karşılaşmasında Molinari’nin robant benzeri davranışlar sergilediğini görebilir. Eric, Molinari’nin isteğiyle Mars’ta kalmaya karar veriyor sonra, zaten tek gecelik bir ilişki de yaşıyor, bağları koparmamak için hiçbir sebebi kalmıyor böylece. Dünya’ya döner dönmez ilk işi eşinden ayrılmak oluyor, Kathy’nin kendine güveni olmadığı için psikolojik şiddet uygulayarak Eric’i baskı altında tutarak evliliğini sürdürmeye çalıştığını öğreniyoruz, klasik hikâye. Kathy biraz tutuşuyor, casusluk yapmayı düşünürken hesapları altüst oluyor çünkü, Eric’in gitmesine engel olmaya çalışıyor ama başarılı olamayınca bir şekilde peşinden gitmek için elinden geleni yapıyor. Lilistar casuslarının verdiği uyuşturucuları kullanması şart, bu uyuşturucunun yoksunluğu kısa bir süre içinde ölüme yol açtığı için tedarikçilerini memnun etmek zorunda. Bir süre sonra Eric’e durumu anlatınca adamın sorumluluk duygusu ortaya çıkıyor, her iyi insanda olduğu gibi. Felaket bir sonla karşılaşacağını bildiği halde yardım çağrılarına kayıtsız kalamayanların yaşadığı yıkımı yaşayacak Eric, sanırım PKD karakterleri içinde en sıkı bağlarla özdeşim kurulabilecek karakter. Tam bir kaosun ortasında kalacak üstelik, Kathy’nin haplarını kullanarak savaşın ilk yıllarına ve Ackerman’ın çocukluğuna gidecek, geleceğe yapacağı yolculuklarla savaşın sonunu görecek ve Reeg uygarlığının aslında anlatıldığı gibi olmadığını, Lilistarlıların koca gezegeni nasıl sömürdüğünü görecek. Uyuşturucuların kaynağı Lilistar medeniyetinin ta kendisi, kaybedilen savaşın aslında düzmeceye yakın durumu Eric’in gerçekleri anlamasıyla birlikte bütün gerçekliğiyle ortaya çıkacak. Kant’tan ve yanlış hatırlamıyorsam Hume’dan alınan fikirlerle kurulan gerçekliğin katmanları bölümden bölüme üst üste binerek farklı zaman boyutlarına yapılan yolculuklarla birlikte iyice giriftleşecek, PKD’nin tipik izleği yine. Anlatının sonundan bir alıntı, özet: “‘Çünkü,’ dedi taksi, ‘yaşam bu şekilde kurulmuş gerçeklik durumlarından oluşur. Ondan ayrılmak sözgelimi, ben böyle bir gerçekliğe dayanamıyorum, çok daha rahat koşullara sahip olmam gerekir, demek olurdu.’” (s. 317) Gerçekliğin boyutları arasında rahatlıkla gezinen bireyin akıl sağlığının bozuk olması olası, geride bırakılanların ağırlığı hissedilmiyorsa mutlak. Eric’e iyi bir insan olduğunu söylüyor yapay zekalı taksi, Eric yaşamını bir arada tutmak için bütün ağırlıkları yükleniyor, aynı hataları tekrar tekrar yapmamak için elinden ne geliyorsa yapıyor. Kathy’yle evliliği ilk değil, daha önceden de evlenip boşanmış, evliliğin hep bir çekişme halinde sürdüğünü düşünüyor ama finalde hikâyesini bir arada tutmayı başardığı için bir nebze olsun değiştiğini söylemek mümkün. İnsanın kendisine karşı dürüst olmasının öneminden bahsediliyor bir yerde, belki de Eric bir nevi insanın içinde yer alan ding an sich körlüğünün farkındalığını kucaklayarak aydınlanıyor.

Zaman paradokslarının çözümleri ilginç, geçmişe yapılan yolculukların geleceği değiştirme biçimlerinin yanında geleceğin dünyası PKD’nin öngörülerini dikkat çekici biçimlerde ortaya koyuyor. Çok uzak bir geleceğe yolculuk yapamamalarına rağmen ergenlerin kullandığı dilin değişmesi, ekonominin çökmek üzere olmasının yol açtığı gelir biçimleri hoş. İşlerin kızıştığı bölümlerde Reeg casusundan edinilen bilgiler, Molinari’nin paralel dünyalardan getirdiği replikaları, belki de alternatif bedenleri anlatıyı iyice düğümlüyor ama başarılı bir şekilde çözüyor düğümü PKD, onca olayı ve karakteri sıkı bir şekilde birbirine bağlayıp Eric’in tekil gerçekliğine geri döndürmeyi başarıyor. En derinlikli metinlerinden biri bu kesinlikle, kimlik karmaşalarından zaman yolculuklarına, uyuşturucunun çarpıttığı dünyalardan güvenin göreliliğine kadar pek çok meseleyi bir arada inceliyor. İleri derecede PKD hayranları için okunacak ilk metinlerden biri.

Liked it? Take a second to support Utku Yıldırım on Patreon!
Become a patron at Patreon!